Hayali arkadaş, hayal ile gerçek arasındaki farkın çok belirgin olmadığı okul öncesi dönemde sık gör- ÇOCUKLARDA HAYALİ ARKADAŞ - Hayali arkadaş, hayal ile gerçek arasındaki farkın çok belirgin olmadığı okul öncesi dönemde sık görülen bir durumdur. Dışarıdan bakıldığında endişe verici bir durum gibi gözükse de aslında normal gelişimin bir parçası. Hemen hemen her çocukta yaşanır. Aslına bakarsanız çocuğunuzun gelişimi açısından çok normal ve olması gereken bir süreç. Hayali arkadaşlar, çoğunlukla çocukların soyut olan hayal ile somut olan gerçeğin farkına henüz net olarak varamadıkları okul öncesi dönemde, yani 3-5 yaş arasında sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Çocuk gelişimi açısından bakıldığında hayali arkadaşlar ilk karşılaşıldığında anne-babaları endişelendiren ama aslında normal gelişim seyrinde çokça karşımıza çıkan bir durum. Hayali arkadaşlar genellikle çocukların baş etmekte zorlandıkları sıkıntıları çözmek, zorlandıkları durumlarla baş etmek içindir. Bu hayali arkadaşlar, çocuğunuzun iç dünyasında huzursuzluk yaratan durumların açığa çıkmasına ve çözülebilmesine yardımcı olmak, günlük stres faktörleriyle uğraşmak gibi konularda ona yardımcı olabilir. Bazen çocuklar sahip olmak istedikleri özellikleri hayali arkadaşlarına yükleyerek farklı roller deneme fırsatını da elde edebilir. Oyunlar sırasında hayali arkadaşlarına bağırabilirler. Onları eve davet edip misafircilik oynayabilir, bazen onlara yardım edebilir ve bu sayede farklı rollere bürünebilirler. Çocuğunuz hayali arkadaşlarının annesi, babası ya da öğretmeni olarak, tıpkı kendi annesi, babası ya da öğretmeninin ona davrandığı şekilde oynayarak bir oyunu sürdürebilir. İşte tam da bu noktada çocuğunuz aslında kendi anne-babası başka bir deyişle sizinle ilgili ya da öğretmeniyle ile olan ilişkilerine dair ipuçları verebilir. Bu tarz oyunlarda çocuklar çok memnun oldukları, hoşlarına giden durumları canlandırabilirken; bazen de canlarını sıkan, hoşlarına gitmeyen ve değiştirilmesini istedikleri bazı durumları canlandırarak yetişkinlere önemli mesajlar veriyor olabilir Özellikle aile içinde yaşanan sıkıntılı dönemlerde, anne-baba ayrılığı, yeni bir kardeşin aileye katılımı, ailede yaşanan ölüm ve yas durumları, sağlık problemleri, taşınma, iş değişikliği, yuvaya başlama, yuva değiştirme gibi yaşam olaylarının ortaya çıktığı zaman dilimlerinde hayali arkadaşlarla oynanan oyunların sıklığında artış görülebilir. Bu sayede çocuklar, iç dünyalarında yaşadıklarını oyunlar sayesinde dış dünyaya transfer ederek bu zor dönemlerle daha rahat baş edebilirler. Lütfen çocuğunuzun hayali arkadaşıyla oynamasına izin vermemezlik etmeyin. Bırakın rahat rahat oynasın. Size hayali arkadaşından bahsederse anne-baba olarak onu sakince dinleyin, ama çok fazla dahil olmayın. Arada onlarla oynayabilirsiniz ama mümkün olduğunca bu öykünün içinde tam olarak yer almayın. Katılımcı olun ama kendi fikirlerinizi katmayın. Çocuğunuzun sunduğu durum dahilinde oynayabilirsiniz. Ama belli sınırlar da olmalı. Çocuğunuz söylemediği müddetçe hayali arkadaşı aktivitelere dahil etmeyin. Ama tabii yine belirtelim, eğer sizden hayali arkadaşıyla oynamanızı isterse oynayın. Ama liderliği çocuğunuza bırakın ve bırakın oyunu o yönlendirsin. Çocuğunuzun kendi yaptığı şeyler için hayali arkadaşını suçlamasına izin vermeyin. ‘Hayali arkadaşlarla oynanan oyunlar çocukların güç, otorite, ilişki kurma şekilleri gibi kavramları öğrenmesine fırsat tanır. Bırakın oynasın. Ne zaman müdahale etmeli? Eğer çocuğunuz 5 yaşını geçtiyse ve hala sıklıkla gerçek arkadaşları yerine hayali arkadaşlarıyla oynamayı ve vakit geçirmeyi tercih ediyorsa bu durum biraz sıkıntı yaratabilir. Sosyal ortamlarda bulunmayı çok tercih etmiyor veya reddediyorsa bu, çocuğunuzun iç dünyasında yaşanmakta olan duygusal bir sıkıntının habercisi olabilir. Bu noktada bir uzman desteğine başvurmak izlenmesi gereken en uygun yoldur. Gerçek arkadaşlarıyla iletişim kurmakta zorlanan çocuklar genellikle hayali arkadaşlarıyla oyun oynamayı tercih eder. Burada siz anne-babalara düşen en önemli görev; çocuğunuzun gelişim özelliklerini takip etmek ve onu gözlemleyerek tanımak. Arkadaşlarıyla ilişkileri ve onlarla nasıl iletişim kurduğuyla ilgili bilgi sahibi olun. Aynı zamanda arkadaşlarıyla ne oynuyor; nasıl oynuyor gibi soruların yanıtlarını araştırın. Bu noktada bilgi ve destek alabileceğiniz en önemli kişiler çalışıyorsanız çocuğun bakımını sağlayan kişiler ve bir okul öncesi kuruma devam ediyorsa yuvadaki öğretmeni ve yuva pedagogudur. Tüm bu kişilerle iletişim ve işbirliği halinde olmak ve çocuğumuz hakkında bilgi alışverişinde bulunmak, çocuğumuzdaki gelişimi ve farklılıkları birlikte konuşmak, gereken durumlarda uygun müdahaleleri yapmak için çok önemli. Anne-baba olarak çocuğunuzu yaşıtlarının bulunduğu ortamlara girmek konusunda olumlu yönlendirin. Ayrıca bunun için fırsatlar yaratabilirsiniz. Doğum günü partileri, parklar, oyun grupları ve yuvalar, sosyal ve sportif faaliyetler, çocuk tiyatroları aynı yaş grubundan çocukların birlikte vakit geçirebilecekleri eğlenceli ortamlara örnek olabilir. Bu tarz ortamlarda bulunarak yaşıtlarıyla vakit geçiren ve bundan keyif alan çocuklar, hayali arkadaşlarının yerine gerçek arkadaşlarını koymayı tercih edebilirler. Filiz Gülgör- Çocuk Ergen ve Aile Danışmanı İletişim ve Randevu 0505 767 58 85 ÇOCUKLARDA DİSİPLİN Disiplin; güven ve devamlılık duygularının gelişimi için gereklidir. Anne baba tarafından belirlenen sınırlar ve çizilen çerçeveler, çocuğun davranış repertuarını belirler. Hangi durumda nasıl davranılır? Hangi davranış, hangi sonuca neden olur? Sorularının cevabı, çocuğun kafasında belirir. Bu sayede çocuk kendine ve çevresine güven duymayı öğrenebilir. Sınırların olmadığı bir ortamda çocuk nasıl davranacağını bilemez, bu da onu tedirgin eder. Disiplin, sadece istenmeyen davranışları cezalandırmak değildir. Tam tersi, disiplin; çocuğun kişiliğine, gelişim dönemine uygun davranışları öğrenmesi için ona destek olmak, kendi iç kontrolünü ve sorumluluğunu geliştirmesine fırsat vermektir. Hayatı düzenlemeye yardımcı olan davranış ve sorumlulukların kazandırılmasıdır. Temel birkaç kural belirleyin ve tutarlı olarak onları uygulayın. Bağırmak, azarlamak, vurmak kesinlikle olumlu davranışın gelişmesine yardımcı olmaz. Örneğin masasındaki saati düşürüp kırmışsa tamiri için kendi harçlıklarını kullanmasını belirtin. Olumsuz davranışa odaklanmak yerine olumlu davranışa odaklanın ve onu pekiştirin. Sizin de anne baba olarak kurallara uymanız, model olmanız çocukların davranış gelişimindeki en önemli etkendir. Çocuğunuza seçim yapabilmesi için alternatifler sunun. Bir durumu dayatmak yerine onun da söz hakkı almasını sağlamak kurallara uyma olasılığını arttıracaktır. Çocuğunuz bir sorunla karşılaştığında onu dinleyin, duygularını ifade etmesi için teşvik edin. Çocuklar için belirsiz sınırlar kadar, çok katı kurallar ve aşırı yüksek anne baba beklentileri de kişilik gelişiminde sorunlar yaşamasına neden olabilir. Çocuklar deneyerek, gözlemleyerek, yaşayarak öğrenirler. Bazı durumlarda davranışlarının sonucunu yaşamalarına izin vermek, bazı durumlarda ise kural koyarak ve önlem alarak onları korumak gerekir. ÇOCUKLARDA KONSANTRASYON PROBLEMLERİ Çocuğunuz konsantrasyon problemleri varsa, gösterdiklerinizden çabuk sıkılır, eksik yapar ya da çok uzun bir süre yapması gereken işin başında dursa bile tepkisiz davranır. Dikkatini önündeki uğraşına veremez ve dikkat dağıtmak için anlamsız sorular sorar. Problem genellikle masa başı eğitimlerde kendini gösterir. 5 yaşında çocuklara genellikle noktaları birleştirme, şekil kopyalama, boyama, ardı ardına 4 rakamın ezbere tekrarlanması gibi eğitimler verilebilir.Konsantrasyon problemi işte bu noktada kendini gösterir. Çocuk şekli tam kopyalayamaz, noktaların arasını tam olarak birleştirmez, ezbere tekrarlarda ise ya en son duyduğunu ya da ilk söyleneni tekrarlar, aradakileri unutur. Onun gözünü açtığı andan itibaren aşırı uyarıcıya maruz kalması konsantrasyon probleminin oluşmasında önemli bir etkendir. Çocuk gereğinde fazla oyuncak, bilgisayar ve televizyon gibi uyuracılarla vakit geçirirse, odanın içinde hangisiyle oynacağını şaşırır ve oynadığına ilgisini veremez. Bunun nedeni aklının hep diğerinde olmasıdır. Bilgisayar ve televizyon gibi uyarıcıların, gelişmekte olan çocuğun, beyin ve göz arasındaki sinir sistemini olumsuz etkileri vardır. Bu aletlerde, gözle fark edilmeyen hareketler, göz hareketlerinde bir uyumsuzluğa yol açar. Gözün fark edilmeyen aşırı hareketliliği beynin gözle olan ilişkisini olumsuz etkiler. Bu da dikkat konsantrasyon sürecinde yeterliliği azaltır. Çocuğunuzun yaşına uygun olmayan oyuncak makineleri hayatından kaldırın. Aşırı uyarıcılar doyumsuzluk ve sonrasında da isteksizlik getirir. Bu isteksizlik motivasyonun olmadığı yerde konsantrasyonda da sağlıklı ve etkin olamaz. MYLİFE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE KOÇLUK MERKEZİ : 0505 767 58 85
|