istanbul Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa Koçluk ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi 0533 3738123
Uzman Klinik Psikolog Büşra GÜNEŞ
uzmanpsikologbusra@gmail.com
BİR TABU: ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI
29/12/2013 Çocuklara yönelik cinsel istismar , çocuğun kendinden yaşça büyük biri tarafından cinsel ilişkiye zorlanması ya da cinsel haz almak için kullanılmasıdır. Toplum tarafından bir tabu olduğu için, düşünüldüğünden daha yaygın olmasına rağmen çoğu zaman üzeri kapatılmakta ve saklanmakta ya da hiç fark edilmemektedir. Fark etmek , önleme ve müdahale etmenin ilk aşaması olduğu için oldukça önemlidir. Cinsel olarak istismara uğrayan çocuklar bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel alanda bir takım belirtiler gösterebilmektedir. Bu belirtiler ; çocuğun gelişim dönemine, cinsel istismarın boyutunu , çevreye v.b. bir takım koşullara göre değişmektedir. Örneğin 0-4 yaş arasındaki çocuklar istismara uğradıklarından gösterdikleri belirtiler, tuvalet eğitiminde gerileme, cinsel içerikli sözcükler kullanma, kendi cinsel organları ile aşırı uğraşma, oyunlarında cinsel içerik ve uyku bozuklukları gibi bir takım belirtiler gösterebilirler. 4-6 yaş arasındaki çocuklar; yetişkinlerden korkabilir, cinsel içerikli sözcükler kullanabilir ve cinsel ilişki ile ilgili ayrıntıları biliyor olabilir. 7- 12 yaştaki çocuklar ise, okulda başarısızlık gösterebilirler, korku, kaygı, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilirler. Ergenlikte, evden kaçma, duygulardan dalgalanma, alkol kullanımı, davranım bozuklukları görülebilir. Bu belirtiler görüldüğünde cinsel istismar olasılığına karşı tetikte olunmalıdır. Çocuklar üzerinde fiziksel ve psikolojik oldukça olumsuz sonuçları olan cinsel istismar önemle değerlendirilmelidir. Bu olumsuz sonuçlar çocukluktan itibaren yetişkinliğe kadar kişinin tüm hayatını etkileyebilmektedir. Küçük çocuklar bununla ilgili tehlikelerden haberdar edilmeli ; fakat bu bilgilendirmeler korkutulmadan yapılmalıdır. Bu bağlamda çocuklara mahremiyet eğitimi vermek istismarı önleme açısından oldukça kritiktir . Anne Babalara Öneriler Küçük çocuklara mahremiyet, yani kendi bedenlerini koruma ile ilgili vereceğiniz bilgiler korkutucu olmalıdır; çocuklarda tüm dünya kötü imajı yaratmamalıdır. Çocukların cinsel organları sevgi nesnesi olarak görülmemelidir. Tuvalette ve banyo da iken cinsel bölgeleri örtülmelidir. Çocuklarla birlikte banyo yapılmamalı arada sınırlar olduğu belirtilmelidir. Ev içerisindeki odalara girerken ; özellikle yatak odalarına girerken kapılar tıklatılmalıdır. Bu konuda çocuklara örnek olunmalıdır. Çocuklar mümkün olduğunca kendi giyinmelidir; ihtiyaç olunduğunda yardım edilmelidir Çocukların cinsel konulardaki merakı ve soruları ayıplanmamalı, ayrıntıya girilmeden cevaplanmalıdır. Cinsel organların çok özel organlar olduğunu ona kimsenin dokunmaması gerektiğini, çok ihtiyaç olursa anne ve babanın dokunabileceği anlatılmalıdır. Tüm insanları kötü niyetli görmek yerine iyi niyetli insanlar da kötü niyetli insanların da bulunabileceği anlatılmalıdır. Çocuklara hayır demek öğretilmelidir. Bunun yanında güç durumlarda nasıl yardım isteyebileceği anlatılmalıdır. Bu oyun ile deneyimlenerek de öğretilebilir. Çocuklara iyi dokunma ile kötü dokunma arasındaki fark anlatılmalı. Eğer kötü dokunmaya maruz kalırsa mutlaka anne babasına söylemesi gerektiği belirtilmelidir. Burada önemli nokta anne babaya söylendiğinde asla kendisine kızılmayacağını bilgisi verilmelidir.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
HASTALIK HASTALIĞI - 12/04/2014 |
Günümüzde karşılaştığımız pek çok haber, etrafımızdaki insanların yaşadıkları sağlık problemleri ya da kendi deneyimlerimiz nedeniyle sağlık konularında pek çok insan oldukça titiz olabilmektedir. |
OBEZİTE, YEMEK YEME VE PSİKOLOJİ - 26/02/2014 |
Uzman Klinik Psikolog Büşra GÜNEŞ uzmanpsikologbusra@gmail.com OBEZİTE, YEMEK YEME VE PSİKOLOJİ Obezite tüm dünyada ve ülkemizde giderek artan bir rahatsızlıktır. Besinlerle alınan enerji miktarının |
MOTİVASYON SAĞLAMA YÖNTEMLERİ - 05/01/2014 |
İnsanların çoğunun davranışlarının altında ihtiyaçlar bulunmaktadır. Bu ihtiyaçlar, karşılanmak için itici bir güç oluşturur ve bu güce de motivasyon adı verilir. İnsan davranışlarına yön verir ve kişileri harekete geçirir. İhtiyaçlar, istekler, |
ERTELEMECİLİK DAVRANIŞI İLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI - 12/12/2013 |
“Günlük yaşamda yapmam gereken en basit şeyleri bile yapmaya üşeniyorum. “ “İş yerimde aldığım görevleri yerine getiremiyorum. “ “Okulda ödevlerimi hep son dakika yapmak zorunda kalıyorum. “ “Yapılacak bir sürü şey var ; ama bilmiyorum o sırada |
DEPRESYONDA DÜŞÜNCE ÖZELLİKLERİ - 10/12/2013 |
Depresyon, oldukça sık görülen ve çok zor bir psikolojik rahatsızlıktır. Bireyi yaşamaktan vazgeçirebilir, yoğun çaresiz hislerine yol açabilir, hayata karşı isteksizleştirebilir, kişilerarası ilişkilerini bozabilir, fiziksel sağlığı olumsuz |
SEVGİ BAĞIMLISI MISINIZ? - 05/12/2013 |
Romantik komedi filmlerinde , çoğu zaman hayatı yolunda gitmeyen ya da çok sıkıcı olan bir kişinin yaşamına biri girer ve bir beyaz atlı prens edasıyla bir anda bir sihir olmuş gibi tüm sıkıntılarından kurtulur ve artık çok mutlu olur. |
ÇOCUĞUM HER ŞEYE KARŞI GELİYOR ! - 05/12/2013 |
“Ben bu çocuğu anlamadım gitti, her şeye nasıl cevap veriyor ?” “Hiçbir şeye uyum göstermiyor “ “Sürekli benimle tartışacak bir şey buluyor” “Hiçbir kurala uymuyor” |
YEME BOZUKLUKLARININ FARKINDA OLMAK - 20/11/2013 |
Herkesin yemek ile ayrı bir ilişkisi vardır. Kimi insan sadece acıktığında yer ; kiminin aklına yemek yemek gelmez; kimi tok olsa da yer veya doyduğunu anlayamaz, kimi duygu durumuna bağlı olarak yeme atakları geçirir |
YEME BOZUKLUKLARININ SONUÇLARI - 20/11/2013 |
Yeme bozuklukları son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde giderek artmaktadır. Özellikle batılı toplumlarda görülme sıklığı yüksek olan bu bozukluklar bilinenin aksine sadece bayanlarda değil erkeklerde |